Geleceğin Su Şehrinde, Termalin Adı
Tatil yaparken ev konforunda rahatlık arayanlar için tasarlanan Yalova Thermal Palace, 2015 yılından bu yana tüm tatil severleri ağırlıyor. Her metrekaresinde sunduğu hizmetler ile dinlenmeye ve yenilenmeye ayırdığınız zamanı eşsiz kılıyor.
Şifalı yaşamı tecrübe etmek isteyen misafirlerinin konfor alanlarını inşa eden Yalova Thermal Palace, yeni nesil termal anlayışı ile başladığı yolculuğunda yoluna hız kesmeden devam ediyor.
Termal su ile yaşam tarzınızı baştan yaratan Yalova Thermal Palace, kendi alanınızda yaşamanız için tasarlanan daire tipi odalarında, ev konforunda tatili misafirlerine yaşatıyor.
2+1, 4+1, 6+1’den oluşan 3 farklı…
Eposta adresiniz ile E-Bülten aboneliğine kayıt olabilir
güncel kampanya ve duyurulardan haberdar olabilirsiniz.
YALOVA TERMAL SU İLE NASIL TANIŞTI? Efsanelerden öğrenildiği kadarıyla, birçok şifalı su tesadüfe bağlı olarak bulunmuştur. Türkiye jeolojik açıdan Alpin Orojenik Kuşağı olarak adlandırılan genç bir dağ zincirinin ve aynı zamanda önemli bir jeotermal kuşağın üzerinde bulunur. Kaynak zenginliği bakımından da dünyada ilk 7 ülke içinde yer almaktadır. Pek çok kişinin şifa bulduğu Yalova bölgesindeki termal suyun keşfi de M.Ö.2000 yılında meydana gelen bir yer sarsıntısını ile başlamıştır. Bugünkü Yalova kentinin ne zaman kurulduğu veya bu bölgenin ilk kimler tarafından iskan edildiği kesin olarak bilinmese de, Friglerin M.Ö. 1.200’den itibaren bu yöreye geldikleri ve Trakya Kökenli Bitin (Bithyn) halkının buraya yerleştiğine dair görüşler vardır. Bilinen genel tarihi bilgiler ışığında Yalova ve çevresi sırasıyla Hellen, Pers Büyük İskender ve Bitinya (Bithynia) Krallığı’nın egemenliği ve kültür etkisi altına girmiştir. Mineral zengini yer altı doğal kaynak sularıyla bezeli olan Yalova, hem yurt içinde hem de yurt dışında önemli bir üne sahiptir. Her yıl binlerce kişi bölgeyi ziyaret etmektedir.
Detaylı Bilgi >Hercule’den sonra (yeraltı yılanı) Asklepios sağlık mabudu olarak tanınmıştır. Asklepios zamanında ve ondan sonra Nemfler’e (Hurilere) ibadet edilmiştir. Mağaralardan çıkan buharlara gaipten haber veren mabut ejder ve yerine geçen Hercule ile birçok Nemfler’in varlığına inanmışlardır. Buraya gelen hastalar, hurilere sıhhat bulmak için adaklar yapmışlar. (Kurşunlu Hamamdaki Adak Stelleri) ve hastalar mabet uykusuna yatarak bu hurilerin tanrısal gücünden şifa istemişlerdir. Eski ismi Pythia olan Yalova Kaplıcaları, Eski Yunan, Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlılar devirlerinde Kral Constantinus, Kral Iustinianos, Sultan Orhan, Sultan Hamit ve Sultan Mecid tarafından muhtelif tarihlerde restore edilmiştir. Romalılarda kaplıca tedavisi daha verimli bir anlam kazanmıştır. Bir yandan askerlerin savaş sonrası hastalıklarının tedavisi, diğer yandan spor amacıyla sıcak su kaynaklarını değerlendiren Romalılar, mimari yönden de balneoterapiye katkıda bulunmuştur. Britinya Kıtasın’da yaşayan Küçük Asya Kavimleri, yerden fışkıran sıcak suların Garyonej isminde bir ejder olan mabudun himayesinde meydana geldiğini ve sudan çıkan dumanların, gelecekten haber verme gibi kehaneti bulunduğuna inanmışlardır. Osmanlılar döneminde çok fazla ilgi görmeyen kaplıcalar bölgesi, Sultan Abdülmecit döneminde tekrar popüler hale gelmiştir. Sultan Abdülmecit’in annesi Bezm-i Alem Valide Sultan’ın romatizma ağrılarını gidermek için Yalova’ya gelmesi ve buradaki tedavinin, şifalı suyun kendisine iyi gelmesinden sonra bölgeye olan ilgi artmıştır. Bunun üzerine Sultan Abdülmecit, bölgedeki eski hamamları restore ettirmiş ve yeni köşkler, tesisler inşa ettirmiştir. Yabancı yatırımcılar da yine bu dönemde bölgede tesisler inşa etmişlerdir. Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte Yalova’nın antik çağlardan bu yana kaplıca kenti niteliği, yeni boyutlar kazanmış ve pekişmiştir. Kuşkusuz bu koşulların ortaya çıkışının en önemli nedeni Atatürk’tür. Zira doğal güzelliğine hayran olduğu Kaplıca’ya 1929 yılında Termal Atatürk Köşkü ile Yalova’ya da köşkler yaptırmış ve hem dinlenme hem de çalışma yapmak üzere belirli zamanlarda Yalova’ya gelmiştir. Ayrıca Prof.Dr. Arif Müfit Mansel’e yörenin tarihi geçmişi ile ilgili araştırmalar yaptırmıştır. 1933 yılında Atatürk bu konuya önem vererek, üniversite reformu eşliğinde, Türkiye’de ilk tıp fakültesi olan l.Ü.T.F.’nde ilk balneoloji kürsüsünün kurulmasını ve Yalova kaplıcalarının örnek kuruluş olması emrini vermiştir.
Detaylı Bilgi >