Efsanelerden öğrenildiği kadarıyla, birçok şifalı su tesadüfe bağlı olarak bulunmuştur.
Türkiye jeolojik açıdan Alpin Orojenik Kuşağı olarak adlandırılan genç bir dağ zincirinin ve aynı zamanda önemli bir jeotermal kuşağın üzerinde bulunur. Kaynak zenginliği bakımından da dünyada ilk 7 ülke içinde yer almaktadır.
Pek çok kişinin şifa bulduğu Yalova bölgesindeki termal suyun keşfi de M.Ö.2000 yılında meydana gelen bir yer sarsıntısını ile başlamıştır.
Bugünkü Yalova kentinin ne zaman kurulduğu veya bu bölgenin ilk kimler tarafından iskan edildiği kesin olarak bilinmese de, Friglerin M.Ö. 1.200’den itibaren bu yöreye geldikleri ve Trakya Kökenli Bitin (Bithyn) halkının buraya yerleştiğine dair görüşler vardır.
Bilinen genel tarihi bilgiler ışığında Yalova ve çevresi sırasıyla Hellen, Pers Büyük İskender ve Bitinya (Bithynia) Krallığı’nın egemenliği ve kültür etkisi altına girmiştir.
Mineral zengini yer altı doğal kaynak sularıyla bezeli olan Yalova, hem yurt içinde hem de yurt dışında önemli bir üne sahiptir. Her yıl binlerce kişi bölgeyi ziyaret etmektedir.