YER ALTINDAN GELEN ŞİFA...

YER ALTINDAN GELEN ŞİFA...

Hercule’den sonra (yeraltı yılanı) Asklepios sağlık mabudu olarak tanınmıştır. Asklepios zamanında ve ondan sonra Nemfler’e (Hurilere) ibadet edilmiştir. Mağaralardan çıkan buharlara gaipten haber veren mabut ejder ve yerine geçen Hercule ile birçok Nemfler’in varlığına inanmışlardır. Buraya gelen hastalar, hurilere sıhhat bulmak için adaklar yapmışlar. (Kurşunlu Hamamdaki Adak Stelleri) ve hastalar mabet uykusuna yatarak bu hurilerin tanrısal gücünden şifa istemişlerdir.

Eski ismi Pythia olan Yalova Kaplıcaları, Eski Yunan, Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlılar devirlerinde Kral Constantinus, Kral Iustinianos, Sultan Orhan, Sultan Hamit ve Sultan Mecid tarafından muhtelif tarihlerde restore edilmiştir.

Romalılarda kaplıca tedavisi daha verimli bir anlam kazanmıştır. Bir yandan askerlerin savaş sonrası hastalıklarının tedavisi, diğer yandan spor amacıyla sıcak su kaynaklarını değerlendiren Romalılar, mimari yönden de balneoterapiye katkıda bulunmuştur.

Britinya Kıtasın’da yaşayan Küçük Asya Kavimleri, yerden fışkıran sıcak suların Garyonej isminde bir ejder olan mabudun himayesinde meydana geldiğini ve sudan çıkan dumanların, gelecekten haber verme gibi kehaneti bulunduğuna inanmışlardır.

Osmanlılar döneminde çok fazla ilgi görmeyen kaplıcalar bölgesi, Sultan Abdülmecit döneminde tekrar popüler hale gelmiştir. Sultan Abdülmecit’in annesi Bezm-i Alem Valide Sultan’ın romatizma ağrılarını gidermek için Yalova’ya gelmesi ve buradaki tedavinin, şifalı suyun kendisine iyi gelmesinden sonra bölgeye olan ilgi artmıştır. Bunun üzerine Sultan Abdülmecit, bölgedeki eski hamamları restore ettirmiş ve yeni köşkler, tesisler inşa ettirmiştir. Yabancı yatırımcılar da yine bu dönemde bölgede tesisler inşa etmişlerdir.

Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte Yalova’nın antik çağlardan bu yana kaplıca kenti niteliği, yeni boyutlar kazanmış ve pekişmiştir. Kuşkusuz bu koşulların ortaya çıkışının en önemli nedeni Atatürk’tür. Zira doğal güzelliğine hayran olduğu Kaplıca’ya 1929 yılında Termal Atatürk Köşkü ile Yalova’ya da köşkler yaptırmış ve hem dinlenme hem de çalışma yapmak üzere belirli zamanlarda Yalova’ya gelmiştir. Ayrıca Prof.Dr. Arif Müfit Mansel’e yörenin tarihi geçmişi ile ilgili araştırmalar yaptırmıştır.

1933 yılında Atatürk bu konuya önem vererek, üniversite reformu eşliğinde, Türkiye’de ilk tıp fakültesi olan l.Ü.T.F.’nde ilk balneoloji kürsüsünün kurulmasını ve Yalova kaplıcalarının örnek kuruluş olması emrini vermiştir.

Geleceğin Su Şehrinde, Termalin Adı Tatil yaparken ev konforunda rahatlık arayanlar için tasarlanan Yalova Thermal Palace, 2015 yılından bu yana tüm tatil severleri ağırlıyor. Her metrekaresinde sunduğu hizmetler ile dinlenmeye ve yenilenmeye ayırdığınız zamanı eşsiz kılıyor. Şifalı yaşamı tecrübe etmek isteyen misafirlerinin konfor alanlarını inşa eden Yalova…